12173 entry daha
  • varlığınla baş edemediklerinde suçlayacaklar,

    yaşam hevesini gördüklerinde kamçılayacaklar,

    sana denk olmadıklarında seviyelerine çekmeye uğraşacaklar,

    başarını taktir ederken, basitleştirecekler,

    iltifat ettiklerini zannetme faydalanacaklar,

    seviliyorum sanma, sever gibi yapacaklar,

    seviliyorum sanma eksiklerini tamamlayacaklar,

    seviliyorum sanma zamanlarını dolduracaklar,

    seviliyorum sanma doyduklarında gidecekler,

    seviliyorum sanma merhametini kullanacaklar,

    seviliyorum sanma daha iyisini bulduklarında yok olacaklar,

    seviliyorum sanma varlığınla güçlü hissedecekler,

    seviliyorum sanma cinsellik için kullanacaklar,

    seviliyorum sanma mücadele gücünü sevecekler,

    seviliyorum sanma yerini hatırlatacaklar,

    seviliyorum sanma sevmeyecekler..

    neleri eksikse sende tamamlayacaklar, adına aşk diyecekler inanma.

    korunmuyorsun, ışığını çalacaklar,

    destek görüyorum deme zamanı geldiğinde kullanacaklar,

    doymayacağın sofraya oturma, doyurmazlar,

    boğulacağın suya girme kurtarmazlar,

    güçlüyüm deme, yıkarlar,

    mutluyum deme baltalarlar,

    acını paylaşma sevinirler,

    sevincini anlatma umursamazlar,

    “inanıyorum” deme inanmazlar,

    merhamet etme zayıf diyecekler,

    yeminlere inanma yalan söyleyecekler,

    alkışlara kapılma sadece gerekeni yapmış olacaklar,



    anlamayana anlatma,

    sevmeyene sevdirmeye çalışma,

    yardım istemeyene yardım etme,

    korku illüzyondur kaçma,

    telafi yoksa özür manipülasyondur aldanma,

    mutluluk geçicidir; esas olan huzurdur bunu amaçla.
  • herkes karşısındaki herkesi kendi gibi bilir çünkü en iyi bildiği kendisidir ve herkes her zaman haklıdır. sizi ne ile vurduğuna dikkat edin, insanın kullandığı silah ve uslüp direkt olarak kendisidir.
  • insanların kahir ekseriyeti, ciğeri beş para etmez kifayetsiz muhterislerdir.
  • hayatınızda kimseyi onun hakkında 3 cümleden fazla yazacak şekilde ciddiye almayın.
  • batu bu satırları belki hiç okumayacaksın ama insanlara ne istediğimi direkt söylemeyi öğrettiğin için sana müteşekkirim dostum.
  • “zamanım yoktu, meşguldüm, şu sıra böyleyim kimseyle konuşmuyorum, hiç giresim gelmedi” (sosyal medya, whatsapp vs.) söylemlerinin aslı şu “sana ayıracak zamanım yoktu, şu sıra seninle konuşmak istemiyorum, giriyorum sadece sana cevap vermiyorum.”

    ergenlikte/lisedeki o her gün, her an mesajlaşma ve iletişimde olma durumu yaşınız ilerledikçe haliyle daha sakin ve daha mesafeli bir ilişkiye evriliyor çünkü hayat artık okul ve ilk aileden ibaret olmadığı için bu normal de bir durum aslında. kimse birbirinden saatler süren telefon konuşmaları, her gün mesajlaşma, her hafta buluşma beklentisinde değil. fakat ben şu en yakın arkadaşınızla beş ay sonra da görüşseniz ilişkiniz aynı yerden devam eder saçmalığına inanmıyorum. bir kere o kişiyi soyutlamışsınız hayatınızdan. sizin için önemli olan olaylarda o artık haberdar ettiğiniz biri değil, hislerinizi ve düşüncelerinizi paylaşmak istediğiniz ilk kişilerden biri değilse hayır aynı yerde değil ilişkiniz.

    değer veriyorsanız eğer birini arayıp on dakika halini hatırını sormak, mesajına beş gün sonra dönmek yerine o an “sana cevap veremiyorum çünkü şöyle bir durum var” diyerek bilgilendirmek kesinlikle zor değil. çünkü kimse on dakikalık bir konuşma yapamayacak, iki dakikalık bir mesaj yazamayacak kadar meşgul değil biliyoruz.

    tavsiyem şayet yakın olduğunuzu düşündüğünüz bu tarz insanlarınız varsa hayatınızdan çıkarın. kimsenin tavırlarına veya öncelik sırasına sebep bulmak zorunda değilsiniz, kimseden vakit dilenmek zorunda değilsiniz. inanın ferahlayacaksınız.
  • bazı vakalar var ki günümüzde temelleşmiş ahlâki değerler dışında bir şey yaptığında sorumlusunun sen olduğunu, senin özür dilemeni, eylemde bulunduğu durumun kaynağının sen olduğunu hem kendine hem size ikna ettirmeye çalışıp vicdanını rahatlatmaya çalışıyor. hayır arkadaşım, bunun benle alakası yok. sen dümdüz karaktersiz birisin. hatta biraz daha açarsam düz orospu çocuğusun. bunu yaparken bile yalan konuşuyorsun. yanlış yaptığını sen de biliyorsun. vicdanına yedirirsin belki de kendin eşek değilsin di mi? belki onur, haysiyet, şeref? neyse senlik değerler değil bunlar zaten. bu tip insanlara dikkat etmek çok önemli. iyi bir tecrübe olurlar. daha sonra bu haysiyetsizlerin muadilillerine denk geldiğinizde kemik dâhi vermezsiniz.
  • söylenecek çok şey var ama sonra konuşacak insan yok derdi dedem haklıymış adam
  • çok konuşma, gözlem yap sözler değil eylemler önemlidir.
  • insanın içindeki merhamet duygusunun bile basit hesaplara bağlı olması.

    bugün sağlık sebebi ile zaten güne kötü uyanmıştım. bazı işlerim ertelenmiş. bazıları için gücüm yok. böyle var olmaması gereken bir gün gibi başladım sabaha. biraz zaman sonra yemek geldi aklıma. eve bir şeyler sipariş ettim. apartmandaki taze anneye de kedi maması alayım dedim. sipariş geldi. ben 0 iştahla günü bitirdim. akşam üzeri aklıma mama geldi. yeme düzeninden emin olmadığım için kedişin bakımını üstlenen eve götürdüm ürünü. o saatte cezaevi gibi kapılar kitlenmiş. selamlaşıldı. ürün verildi, basit bir iyi akşamlar ve kapanış.

    sonra bizimki orada, yine benimle flört pozisyonuna geçti. onu sevdim. yavrular 10 günlük, daha gözler yeni yeni açılacak. fıstık kızım sağolsun minik minik izin veriyor yavrulara yaklaşmama da. üçü kıpır kıpır süt derdinde. bir tanesi köşede kalmış, uyuyor ama nasıl güzel. 3 parmaklık bir melek. kıyıda üşür diye alıp annesinin üzerine koydum. diğer bebeklerin üzerine düştü. benim ellerim soğuktur diye emin olamadım. aklım karıştı. birçok sıradışı durumu soğukkanlılıkla karşılayan ben, ne yapacağımı bilemeden eve geldim. başka bir komşumuzu aradım. açılmadı tel.. istemeyerek de olsa annemi aradım. durumu anlattım. kedinin bakımını üstlenen kişiyi arayacağını söyledi.

    konuşmuşlar sözlük. hanım açmış o bol kilitli kapıyı. kontrol etmiş. eve geldiğinde bebeğin uyur pozisyonda olduğunu ekleyip birkaç bir şey daha söylemiş anneme üzüntüsünü bildiren. sonra da çöpe atabileceğini ama anne kedinin vermeyebileceğini söylemiş. kapısını kilitleyip hayatına kaldığı yerden devam etmiş. şu an anne ve diğer 3 yavru cansız bir ufaklıkla uyuyor.

    belki soranlar olacaktır bunda ne var diye. telefon ettiğim diğer kişi bana döndü ve bebeğin öldüğünü anlattım. şaşırmadığını söyleyebilirim. bizim fıstık dün gece yavrularıyla değilmiş. otoparkta kilitli kalmış. sabah da tesadüfen bu hanımın eşi kediyi oradan çıkarmış. gece görece hava soğuktu ve anne olmadan üşümeleri pek olası, keza aç kalmaları da. ve o otoparkı tek aktif kullanan aile de kedinin bakımını üstlenen kişiler. devamında işe giderken veya işten geldiğinde de ufaklıkları kontrol etmemişler. her gün gün içinde durumlarını, ihtiyaçlarını kontrol eden ben, bugün zehirleneceğim tuttu. bir sebeple kapılarına geç gideceğim tuttu. o durumla yüzleşeceğim ve bunları teker teker göreceğim'e kadar geldik.

    belki bazılarınıza naifçe gelebilir ama ben bugün uzunca bir süreden sonra ilk defa ağladım sözlük. kendimi suçlamak nedenli değil. merhametin böylesi benim gururuma dokundu. çok özür dileyerek bu dili kullanıyorum ama gerzeğin tekinin dikkatsizliğini bir yavru canıyla ödedi. yetmedi, o minik evsel atık yerine kondu. o da yetmedi göz göre göre, arifin de zalimin de aynı kişiler olması kanıma dokundu. üstelik 2. aile de bu konuyu “keyfimi yerine getirmek” amacıyla olsa da alaycı karşıladı.

    hayatta bunun gibi birçok örnek var. günümüz insanından beklentim hiçbir zaman çok yüksek olmadı ama, hiç mi gönül bağı kurmadınız arkadaş? hiç mi merak etmediniz yani? insan hakları, kadın hakları, hayvan hakları deyince öcü gibi bakıyorsunuz da hani marjinal bizdik? böyle böyle günü aynı berbatlık ve derin hüzünle bitirmeye çalışıyorum. tek söyleyebileceğim şey, üzgünüm.
152 entry daha
hesabın var mı? giriş yap